Bakan Özer: ''Öğretmenlerden Öğretmenlik Kariyer Sistemine İlgi''

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer: ''Manipülasyonlara rağmen öğretmenlerden öğretmenlik kariyer sistemine ilgi''

MEB ÖĞRETMEN 13.10.2022, 17:11
Bakan Özer: ''Öğretmenlerden Öğretmenlik Kariyer Sistemine İlgi''

MEB Şûra Salonu'nda yapılan tanıtım programında konuşan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, öncelikle böylesine kapsamlı bir projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek "Ortaokul ve lisenin tamamını kapsayan ve ilk kez herkese aynı kaynağı değil, bireyselleştirilmiş bir destek mekanizması sunan ve uzun yıllardan beri eğitim camiasının da özlemle beklediği bir sistem, çok kısa sürede hayata geçirildi. Tabii, bu bir başlangıç... Sistem sürekli güçlenecek, yeni güncellemelerle çok daha ileri noktalara sistemimizi evireceğiz. Sistemimiz; tüm ortaokul, tüm lise, tüm açık ortaokul ve açık lise öğrencileri ile tüm öğretmenlerimize açık. Bu sistemi aynı zamanda mezun olup YKS'ye girmek isteyen tüm öğrencilerimize de açacağız." diye konuştu. 
 
Bakan Özer, son yirmi yılın eğitimde çok ciddi bir dönüşümün yaşandığı bir döneme tekabül ettiğine işaret ederek şunları söyledi: 2000'li yıllarda okul öncesinden ortaöğretime eğitimin tüm kademelerinde, ilkokul hariç, okullaşma oranları yüzde 50'nin altındaydı. 
 
Bir ülkenin en kalıcı sermayesi beşeri sermayesidir. Beşeri sermayesinin niteliğini arttırmadaki en önemli enstrüman, eğitim... Peki, OECD ülkeleri -şu anda rekabet ettiğimiz ülkeler - okullaşma oranlarını yüzde 90'ların üzerine çıkarıp yüzde 100'lere ulaştırırken niye Türkiye, yetmiş yıl gecikmeyle bu süreci tamamlamayla ilgili seferberlik ilan etti? Özellikle son dönemde yapılan tüm atılımlarla okul öncesinden ortaöğretime okullaşma oranlarında ciddi iyileşme sağlandı. Beş yaştaki okullaşma oranları 2000'li yıllarda yüzde 11'di, şu anda yüzde 94. Ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44 idi, şu anda yüzde 95. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14'tü, şu anda yüzde 48 buçuk. Bunun için devasa yatırım yapıldı, 300 binlik derslik sayısı 857 bine ulaştı. Düşünün, eğitim sistemimizde 1 milyona yakın destek var. 500 bin öğretmen sayısı 1.2 milyona çıkarıldı. 700 bin öğretmen, son yirmi yılda atandı. Sadece bunlar mı yapıldı? Hayır, eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların tamamı kaldırıldı. Bu ülkede eğitimin önünde başörtüsü yasağı vardı. Öğrencilerimiz, gençlerimiz, kadınlarımız, yükseköğretim kapılarında inanılmaz dramlar yaşadılar."
 
Geçmişte uygulanan katsayı uygulamalarına ve antidemokratik yaklaşımlara değinen Bakan Özer, "İmam hatip liseleri ve meslek liseleri, akademik olarak başarılı öğrencilerden arındırıldı. Amaç, imam hatibe gitmiş öğrenciden kaymakam olmasın, vali olmasın, bürokrat olmasın, iş adamı olmasın... Mesleki eğitimdeki amaç neydi? Mesleki eğitimdeki amaç da bu ülke ekonomik kalkınmasını tamamlayamasın. Niye? Çünkü iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağına erişemesin. Tam on iki yıl, bu ülkede bu uygulandı." ifadelerini kullandı.
 
Son yirmi yılda Türkiye'nin eğitimde ilk kez evrenselleşme ve kitleselleşme sürecinin sonuna geldiğini kaydeden Özer, diğer taraftan beşeri sermayenin de ilk kez maksimum verimlilikte kullanılmasına imkân sağlandığını vurguladı. Özer, yine bu süreçte ayrımcılık uygulamalarına son verilerek tüm vatandaşların eşit bir şekilde muamele ile eğitimle buluşturulduğunu dile getirdi.
 
"Lise çağ nüfusundaki kız çocuklarımızın okullaşma oranı yüzde 94,66"
Kız çocukların okullaşma oranları ile ilgili gerçeği yansıtmayan bilgilerin paylaşıldığı ve spekülasyonların yapıldığını belirten Özer; İçişleri Bakanlığı, TÜİK ve MEB kaynakları doğrultusunda iki hafta içinde bu konudaki tüm verilerin güncellendiğini söyledi. Özer, konuyla ilgili şöyle konuştu:
 
"Bilgileri güncellerken mevcut durumdan daha iyi durumda olduğumuzu gördük. Mesela ben tüm konuşmalarımda 'ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44'ten yüzde 90'a çıktı' diyordum. Gördük ki ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95'in üzerine çıkmış. 2000'li yıllarda kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 39,02 idi. Bugün yüzde 94,66. Yani yüzde 95. İlkokuldaki okullaşma oranı bugün yüzde 99,63. Yüzde 100'e gelmiş. Okula gidemeyen kız çocuğu kalmamış. Ortaokulda yüzde 99,44. Lisede yüzde 95,06. Açık öğretime de baktık. Açık öğretimdeki durum nedir? Açık öğretimde ortaokulda 142 bin 326 öğrenci kayıtlı. Bu kayıtlar sürekli değişiyor ama garip bir şekilde 18 yaş altı ve üstü ayrımı yapılmamış. 18 yaş altına baktık. 18 yaş altı ortaokulda açık öğretimde okuyan kayıtlı öğrencilerin sayısı 7 bin 744. Yani 134 bin 552 kişi, 18 yaş üstü. Burada da bir problem yok. Açık liseye baktık, açık lisedeki kayıtlı öğrenci sayısı 1 milyon 112 bin 765. Bunun 18 yaş altı sayısı, 232 bin 152 öğrenci. Diğer yetişkin nüfusa hitap eden sayı ise 880 bin 613. Açık lisedeki 18 yaş altı 232 bin 152 öğrencinin ne kadarı kız öğrenci diye baktım, sayı 111 bin 739. Şu anda eğitim çağı nüfusunda bulunup da örgün eğitime; açık ortaokul ve açık liseye ve mesleki eğitim merkezine kayıtlı olmayan öğrenci sayısı 250 binin altına düştü. Bunların içinde kız çocukları da var, erkek çocukları da var. Demek ki hiçbir problem yok. Yeni dönemde Bakanlık olarak amacımız, o yüzde 95,06'yı yüzde 100'e ulaştırmak."
 
"MEB içinde ayrı bir birim kurduk, tek tek ulaşacağız"
Bakanlık içinde bir birim kurduklarını anlatan Özer, liseye kayıt yaptırmayanlara tek tek ulaşılacağına işaret etti. Özer, "İrtibat kurup kendine en uygun seçenek hangisiyse, örgün eğitim mi, açık öğretim mi, mesleki eğitim mi? Kendisine o konuda bilgi verip gerekli entegrasyonun sağlanmasına çaba sarf edeceğiz. Derdimiz bu ülkenin çocuklarının eğitimle buluşmasını sağlamak. Nadir ülkelerin yakaladığı bu kadar başarıyı 20 yıla sığdırdığı için Sayın Cumhurbaşkanımıza minnettarız." diye konuştu.
 
Eğitime en büyük bütçenin verildiğini hatırlatan Özer, bu yılki bütçenin ek bütçeyle beraber 300 milyar lirayı geçtiğini kaydetti. Özer, "Dolayısıyla biz bu imkânları okullarımıza nasıl aktarabiliriz? Öğretmenimize, öğrencilerimize nasıl güvenli, sağlıklı ve tam bir ortamında eğitim aldırabiliriz diye tüm kaynaklarımızı verimli bir şekilde seferber etmeye çalışıyoruz." dedi.
 
"2023 yılında Ortaöğretimde 10.000 Okul Projesi yapacağız"
"Eğitim politikaları okula sirayet etmiyorsa, öğrencinin hayatını değiştirmiyorsa, öğretmenin hayatını değiştirmiyorsa ve okul yöneticisinin hayatında bir etki yapmıyorsa o eğitim politikalarının sahada hiçbir karşılığı yoktur" diyen Özer şöyle devam etti:
 
"Onun için MEB olarak tüm projelerimizin ötesinde, okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranlarının artırılması ve meslek eğitiminin güçlendirilmesi gibi yapılan tüm eylemlerin haricinde ana odağımız, okulu çok daha güçlü hâle getirmek. Bunun için ne yaptık? Mesleki eğitimde bin okul projesini yaptık. En dezavantajlı bin okulu çok güçlü hâle getirelim, okullar arası imkân farklılıklarını azaltalım diye. Sonra ne yaptık? Temel eğitimde 10.000 Okul Projesi'ni yaptık. İnşallah, 2023 yılında da Ortaöğretimde 10.000 Okul Projesi'ni yapacağız. Dolayısıyla dokunulmadık tek bir okul kalmayacak. Her okul mümkün olduğu kadar aynı imkânlara, aynı altyapıya, aynı bilişim teknolojilerine, aynı laboratuvarlara, aynı kütüphanelere, aynı içeriklere sahip olacak. İstediğimiz şey, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek. Sosyoekonomik arka planına bakmaksızın, bu ülkenin vatandaşlarının tüm çocuklarını kutsal sayıp ona en nitelikli eğitimi verdirebilmek. Amacımız, bu. Bunun en önemli ayaklarından biri, öğretmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimlerinin güçlendirilmesini oluşturmakta. Bir eğitim sistemi öğretmeni kadar güçlü. Öğretmenimizi biz ne kadar güçlü hâle getirebilirsek okullarımız o kadar güçlü olur. Eğitim sistemimiz çok daha güçlü hâle gelir."
 
Öğretmenleri mesleki ve kişisel gelişimleri yönünden sürekli desteklediklerini vurgulayan Bakan Özer, bu süreçte öğretmenlerden gelen talepleri dinleyerek süreci iyileştirdiklerini belirtti. Bakan Özer şöyle devam etti: "Araştırmalarımız şunu gösterdi: Öğretmenlerimiz diyordu ki 'Bize kulak verin. Bizim istediğimiz eğitim imkânlarını bize sunun.' Onun için biz de Bakanlık olarak hemen yaklaşımlarımızı değiştirerek üç yaklaşım ortaya koyduk. Bir: Okul Temelli Mesleki Gelişim Programı. Okul yöneticileri okuldaki bulunan öğretmenlerini dinleyerek o okulun varmak istediği hedefe göre hangi eğitimlere ihtiyacı varsa onları desteklemek. İkincisi: İyi uygulamaların yerinde görülmesi için Öğretmen ve Okul Yöneticilerinin Hareketlilik Programı. Üçüncüsü: Mesleki Gelişim Toplulukları inşa etmek. Buna ilave olarak öğretmenlerimiz için Öğretmen Bilişim Ağı'nı devreye soktuk. 2020 yılında öğretmen başına düşen eğitim süresi, 44 saatti; 2021 yılını 92 saatle kapattık. 2022 yılındaki hedefimiz, öğretmen başına 120 saatlik bir eğitim hizmeti sağlayabilmekti. Şu anda gelinen nokta itibarıyla 192 saate eriştik. Bu, aslında yaklaşımımızın performansı ne kadar artırdığını gösteriyor."
 
Manipülasyonlara rağmen öğretmenlerden öğretmenlik kariyer sistemine ilgi
Bir başlangıç olması dolayısıyla çıkardıkları Öğretmenlik Meslek Kanunu ile altmış yıllık bir hayali gerçekleştirdiklerini vurgulayan Bakan Özer, konunun daha sonra bazı çevrelerce manipüle edildiğini söyledi. 
 
Tüm manipülasyonlara rağmen şartları sağlayan öğretmenlerin yüzde 95'nin uzman ve başöğretmenliğe başvurduğunu kaydeden Özer, eğitime başvuran öğretmenlerin de yüzde 99'unun eğitimlerini tamamladığını, yüzde 98'inin de sınava başvurduğunu ifade etti. 
 
Özellikle uzman öğretmenlikten sonra başöğretmen olmaya imkânı kalmayan, emekli olmak durumunda kalan öğretmenlerle eğitim alanında master ve doktora yapmış öğretmenlerin de süreleriyle ilgili iyileştirme yapacaklarını dile getiren Özer, "Ama sınava hiç dokunmayacağız. Sınav yapılacak, sonraki yıllar tekrarlayacak ve bu sistemin öğretmenlerimizi ne kadar destekleyen bir sistem olduğunu göreceğiz."
 
Millî Eğitim Bakanlığı olarak eğitimdeki erişimi artırmak için çok sayıda sosyal projeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Bakan Özer, bunlardan birinin de 140 milyon yardımcı kaynağı ücretsiz olarak öğrencilere dağıtmak olduğunu kaydetti. 
 
Okulları her yönüyle güçlendirmek için Bakanlık olarak ilk kez tüm okullara bütçe gönderdiklerini hatırlatan Özer, "Gönderdiğimiz miktar, 4 buçuk milyar. Okullar temizlik malzemesini, kırtasiye malzemesini, küçük onarımlarını, laboratuvarlarını, donatımlarını kendileri giderebilsinler diye... Şu ana kadar kullanılan miktar 3 milyar ve 1 buçuk milyar şu anda öğretmenlerimizin kullanması için bekliyor. Okul yöneticilerimizin okulun ihtiyacının giderilmesi için bekliyor. Bakın ne güzel günlerdeyiz." değerlendirmesinde bulundu. 
 
Yardımcı kaynak imkânını Öğrenci - Öğretmen Destek Sistemi'yle bir faz daha farklı bir noktaya taşıdıklarına vurgu yapan Özer, "Yardımcı kaynaklarda herkese aynı kaynağı gönderirken burada bireyselleştirilmiş bir kazanım ölçme ve bu kazanım eksiklerine göre telafi etme mekanizmasını ilk defa ortaya koymuş oluyoruz. Öğretmenlerimiz de ilk kez hem okuldaki süreçleri hem destekleme yetiştirme kurslarındaki süreçleri hem LGS, YKS'yle ilgili performans süreçlerini bizzat takip edebilme imkânına kavuşmuş oldu. Öğretmenlerimiz artık öğrencilere internet ortamında ödev gönderme, ödevleri alma, değerlendirme, eksikliklere göre yardımcı mekanizmalar üretebilme imkânına kavuşmuş oldu. İşte, bu mekanizmayla özellikle okullar arası başarı farkının azaltılması, okullardaki eğitimin niteliğinin artırılmasıyla ilgili eğitim sistemimizi yeni bir evreye taşımış olduk. Öğretmenlerimizden, öğrencilerimizden gelecek olan yeni beslemelerle sürekli bu sistemi evrimleştireceğiz. Sürekli daha iyi noktaya taşıyacağız." ifadelerini kullandı.
 
"Önümüzdeki yüzyıl, 'Türkiye yüzyılı' olacak"
Geçen ay Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte New York'ta Birleşmiş Milletler toplantısındaki Eğitimin Dönüştürülmesi Zirvesi'ne katıldıklarını hatırlatan Bakan Özer, konuşmasına şöyle devam etti: Orada tüm eğitim bakanları kendi ülkeleriyle ilgili, özellikle Kovid-19 salgınından sonra çok ciddi meydan okumalara karşı -bu sağlık olabilir, kıtlık olabilir, iklim değişikliği olabilir, her şey olabilir- eğitim sistemlerini daha dayanıklı kılmakla ilgili neler yapılması gerektiğinden bahsettiler. O zaman gördük ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti orada konuşulan her konuyla ilgili zaten ciddi mesafe almış. O ülkelerin çoğunun nüfusu bizim öğrencilerimizin sayısından bile az olmasına rağmen... İşte bunlar hükümetin eğitime öncelik vermesinden kaynaklanıyor. Bakanlığın eğitimin kalitesini arttırmayla ilgili gece gündüz demeden çalışan bürokratlarından kaynaklanıyor. Nereden kaynaklanıyor? 81 ilde yiğit bir şekilde tüm süreçleri başarılı bir şekilde yöneten il yöneticilerinden, ilçe yöneticilerinden, okul yöneticilerinden ve öğretmenlerinden kaynaklanıyor. 
 
Önümüzdeki yüzyılda inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın da deklare ettiği gibi Türkiye yüzyılı olacaktır. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu beşeri sermayemizin o amaca matuf bir şekilde yetiştirilmesiyle ilgili, ama sadece akademik becerilerle değil aynı zamanda devletini, milletini, kültürel değerlerini de önceleyecek şekilde yetiştirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Ben. ÖDS sisteminin hazırlanmasında emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarımı kutluyorum. Yeni sistemin öğrencilerimize, öğretmenlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz, sevgi ve saygılarımı sunuyorum."

Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
Memur maaşlarına yapılacak yüzde 49,25 Zam Yeterli Mi?
Memur maaşlarına yapılacak yüzde 49,25 Zam Yeterli Mi?
Namaz Vakti 28 Mart 2024
İmsak 05:20
Güneş 06:47
Öğle 13:14
İkindi 16:45
Akşam 19:31
Yatsı 20:52
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 81
2. Fenerbahçe 30 79
3. Trabzonspor 30 49
4. Beşiktaş 30 46
5. Kasımpasa 30 43
6. Başakşehir 30 42
7. Rizespor 30 42
8. Antalyaspor 30 41
9. A.Demirspor 30 39
10. Alanyaspor 30 39
11. Sivasspor 30 38
12. Samsunspor 30 36
13. Kayserispor 30 36
14. Ankaragücü 30 33
15. Hatayspor 30 33
16. Konyaspor 30 33
17. Gaziantep FK 30 31
18. Karagümrük 30 30
19. Pendikspor 30 29
20. İstanbulspor 30 13
Takımlar O P
1. Eyüpspor 27 64
2. Göztepe 27 56
3. Sakaryaspor 27 47
4. Ahlatçı Çorum FK 27 45
5. Kocaelispor 27 45
6. Bodrumspor 27 44
7. Boluspor 27 43
8. Bandırmaspor 27 41
9. Gençlerbirliği 27 40
10. Erzurumspor 27 37
11. Ümraniye 27 33
12. Keçiörengücü 27 32
13. Manisa FK 27 31
14. Şanlıurfaspor 27 27
15. Tuzlaspor 27 27
16. Adanaspor 27 27
17. Altay 27 15
18. Giresunspor 27 7
Takımlar O P
1. Arsenal 28 64
2. Liverpool 28 64
3. M.City 28 63
4. Aston Villa 29 56
5. Tottenham 28 53
6. M. United 28 47
7. West Ham United 29 44
8. Brighton 28 42
9. Wolves 28 41
10. Newcastle 28 40
11. Chelsea 27 39
12. Fulham 29 38
13. Bournemouth 28 35
14. Crystal Palace 28 29
15. Brentford 29 26
16. Everton 28 25
17. Luton Town 29 22
18. Nottingham Forest 29 21
19. Burnley 29 17
20. Sheffield United 28 14
Takımlar O P
1. Real Madrid 29 72
2. Barcelona 29 64
3. Girona 29 62
4. Athletic Bilbao 29 56
5. Atletico Madrid 29 55
6. Real Sociedad 29 46
7. Real Betis 29 42
8. Valencia 28 40
9. Villarreal 29 38
10. Getafe 29 38
11. Las Palmas 29 37
12. Osasuna 29 36
13. Deportivo Alaves 29 32
14. Mallorca 29 30
15. Rayo Vallecano 29 29
16. Sevilla 29 28
17. Celta Vigo 29 27
18. Cadiz 29 22
19. Granada 28 14
20. Almeria 29 13