MEB Bakanı Yusuf Tekin doğru bir seçimmiydi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla MEB’e atadığı Prof. Dr. Yusuf Tekin iki yıldır sadece bir bakan değil; eğitimde adil ve katılımcı bir dönüşümün mimarı olarak da tanınıyor.
Bu süreçte “gölgesinde yükselenler” ve “gölge planlarla Tekin’i zorlamaya çalışanlar” de konuşuluyor. Ankara kulislerinde eğitim sistemini içeriden yönlendirme çabasıyla bazı eski bürokratların Tekin’in istişareci yaklaşımına ve ÇEDES gibi uygulamalara gölge düşürmek için algı operasyonlarına yönldiği iddiaları yaygın.
Sosyal medyada “MEB projeleri durdurdu” gibi yanlış algılar kasıtlı olarak pompalanıyor. İmam hatiplerde öğretmen kıyafeti üzerinden başlatılan tartışmalar da “Yusuf Kaplan gibi isimlerle manipülasyon” aracı haline getirilmiş durumda.
Tekin döneminde bakan yardımcısı olup sonra görevden alınan Kemal Şamlıoğlu’nun adı yine bu içeriden yürütülen kampanyalarda sıkça geçiyor; sistem içinde “güç mücadelesi” yaşandığı konuşuluyor.
Diğer yandan Tekin’e yakın olduğu söylenen bazı müdür ve yöneiticilerin “sistem onunla ilerliyor” yorumları da basında yer buluyor. Bu tabloya bakıldığında Yusuf Tekin’in eğitim vizyonunun karşısında duranların sadece kişisel değil; ideolojik ve bürokratik dirençle de hareket ettiği anlaşılıyor.