Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, törende yaptığı konuşmada ülkelerin en kıymetli sermayesi olan insan kaynağının niteliğini artırmada eğitimin çok önemli bir enstrüman olduğunun altını çizerek bu bağlamda son 20 yılda yapılanların bir destan olduğunu ifade etti.
Özer, son 20 yılda beşeri sermayenin niteliğini artırmak için hiçbir ayrım yapılmadan Türkiye'nin tüm noktalarındaki çocukların eğitimle buluşması için devasa yatırımlar yapıldığını kaydederek şunları söyledi:
"Rakamlara baktığımız zaman gelinen mesafenin bu ülkenin geleceği için ne kadar önemli bir yatırım olduğunu görüyoruz. 5 yaştaki okullaşma oranı, yani okul öncesi eğitim, Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu yeni dönemde en öncelikli alanlarımızdan biri. Bu ne için önemli? Eğitimde fırsat eşitliği için çok önemli. Aynı zamanda çocuklarımızın bilişsel ve bilişsel olmayan becerilerinin arttırılması için çok önemli. Aynı zamanda istihdamı artırmayla ilgili olarak çok önemli... Yani bir sürü boyutta faydası olan bir eğitim kademesi. 2000'li yıllarda 5 yaştaki okullaşma oranları sadece yüzde 11'di. Bugün yapılan yatırımlarla yüzde 95'e çıktı. İlkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,63'e geldi. Yani yüzde 100'e yaklaştı. Ortaokuldaki okullaşma oranlarımız yüzde 99,44'e ulaştı. O da yaklaşık yüzde 100. Ortaöğretimdeki 2000'li yıllardaki okullaşma oranı sadece yüzde 44'tü. Yani lise çağ nüfusunun sadece yarısı okullarda kendisine yer bulabiliyordu. Bugün gelinen noktada yüzde 95,06'ya ulaştı bu oranlar. Kız çocuklarının, kadınlarımızın okullaşmasıyla ilgili devasa bir adım atıldı. Ortaöğretimde kızlarımızın okullaşma oranları yüzde 39'du. Bugün yüzde 94,66'ya, yani yüzde 95'e ulaştı."
Tüm bunlar yapılırken üç kritik adım atıldığını belirten Özer, bunlardan ilkinin okul ve derslik yapımı alanında olduğunu söyledi. 2000'li yıllarda 300 binler civarında olan derslik sayısının bugün 857 bini aşarak 900 bine doğru ilerlediğini ifade eden Bakan Özer; bugün de o yeni derslikler, yeni okullardan birinin açılışı için bir arada bulunduklarını dile getirdi. Özer, sadece binalar değil, bina içerisindeki donatılar, laboratuvarlar için de önemli yatırımlar yapıldığını belirtti.
Eğitim sisteminin iyiye evrilmesi için en büyük katkıyı sağlayan öğretmenlerin sayısının da 500 binden 1,2 milyona geldiğini kaydeden Özer, eğitim sisteminin bu dönemde demokratikleştiğini ve çocukların eğitime erişiminin önünde suni bir şekilde oluşturulmuş tüm engellerin de yine bu dönemde kaldırıldığını söyledi.
Yine başörtüsü yasakları gibi antidemokratik uygulamaların yanı sıra imam hatipler ve meslek liseleriyle ilgili bir handikap ve ülkenin kalkınmasının önünde büyük bir bariyer oluşturan katsayı uygulamasının bu dönemde kaldırıldığını, çocukların dinini ve peygamberinin hayatını öğrenmeyle ilgili seçmeli derslerin de aynı zamanda bu dönemde konduğunu vurguladı.
Özer, "Bir taraftan devasa yatırımlar yapılırken aynı zamanda eğitim toplumsal taleplere çok daha duyarlı hâle getirildi, getirilmeye de devam ediyor." diye konuştu. Özel eğitime ihtiyacı olan çocukların bulundukları noktalarda eğitime erişebilmeleriyle ilgili önemli yatırımlar yapıldığının altını çizen Özer, "Bugün 400 binin üzerinde özel eğitim öğrencimiz, ya okullarda kaynaştırma ve bütünleştirme olarak ya kendinden ayrılmış olan özel eğitim ve uygulama okullarında, meslek okullarında veyahut da gelemiyorsa evlerinde eğitimle buluşturuluyor. İşte bu yatırımlarla beşeri sermayenin niteliğinin artırılmasıyla ilgili devasa bir seferberlik gerçekleşmiş oldu." dedi.
Üçüncü ayağı ise eğitimdeki sosyal politikaların oluşturduğunu kaydeden Özer, bu bağlamda on dokuz yıldır şartlı eğitim yardımının Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile koordineli şekilde devam ettiğini anımsattı. Özer, bursların ve pansiyonların özellikle eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek adına, sınavla öğrenci alan okullara gelir seviyesi ne olursa olsun her başarılı çocuğun erişimini sağlayabilme anlamında konaklamayla ilgili çok önemli fırsatlar sunduğunu belirterek "Aynı zamanda ücretsiz yemek desteği ile de bugün eğitim sistemimizde bir buçuk milyon öğrencimiz ücretsiz yemek yiyor. İşte gelinen noktada eğitimin tüm kademelerinde bir başarı destanı ortaya çıkıyor. Bunun kahramanı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a buradan, bütçede en büyük payı eğitime ayırdığı için ve bu ülkenin geleceğine en kalıcı yatırımları yaptığı için en içten şükranlarımızı sunuyoruz." ifadesini kullandı.
Özer, yapılan yatırımların meyvelerinin şu anda toplandığını dile getirerek "Yatırımların meyvelerini ülkemiz şu anda topluyor. Önümüzdeki yıllarda da elli yıllarda, yüz yıllarda toplanmaya devam edecek. Eğitimi ne kadar güçlü hâle getirebilirsek bu ülke o kadar kendi ayakları üzerinde duracak. Çocuklarımızın okullarda sadece akademik becerilerini değil, kültürel değerlerle, geçişkenlikleriyle devletini, milletini, milletinin değerlerini içselleştirmeyle ilgili daha güçlü hâle geldikçe çok daha güçlü bir toplum, çok daha müreffeh bir toplum olma yolunda emin adımlarla ilerlemiş olacağız." diye konuştu.
Ankara ile ilgili yapılan yatırımlara da değinen Özer sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir yıl gibi kısa sürede yaklaşık beş milyar liralık yatırımı Ankara'ya kazandırdık. İnşallah, bunlar realize oldukça Ankara'da eğitimle ilgili çok daha farklı hikâyeler ortaya çıkacak ve bu yatırımları yapmaya 2023'te de devam edeceğiz. Tek istediğimiz şey; çocuklarımızın sağlıklı, güvenli ve değerlerini yaşadığı bir okul ikliminde eğitim almalarını sağlayabilmek. Öğretmenlerimizin bu kadar güvenilir, sağlıklı bir ortamda çocuklarımızla buluşmasını sağlamak. Okul yöneticilerimizin dimdik ayakta durarak tüm ihtiyaçlarını MEB ile koordineli bir şekilde yürüttüğü bir mekanizmayla yönetim becerisini sürekli güçlendirmek. Gelinen noktadaki emeklerinden dolayı tüm çalışma arkadaşlarıma en içten şükranlarımı sunuyorum. Açılışını yapacağımız Dede Korkut İlkokulunun da yapımına emek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Okulumuzun kıymetli öğrencilerimize ve öğretmenlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."
Konuşmaların ardından Bakan Özer ve beraberindekiler, okulun açılış kurdelesini kestikten sonra sınıfları gezdi.
