Eğitim: A Priori mi A Posteriori mi?

Deneyimlenemeyen bilgiler anlamına gelen a priori, başka bir ifadeyle tecrübe edilmesi mümkün olmayan türden sezgisel ve histerik bilgi özelliği gösterdiği için de kişinin kendisi tarafından kesin olan bilgi anlamında kullanılmaktadır. Çünkü a priori bilgi test edilemediği için çürütmek de mümkün olamamaktadır. A posteriori bilgi ise deneyimlenebilir olan ve her deneyimleme sonucunda benzer sonuçlar verebilen bilgi anlamında kullanılmakla beraber tecrübe sonucunda ortaya çıktığı ve her bir deneyimin bir önceki deneyimlemeyi çürütebilmesi de mümkün olduğundan somut, ölçülebilen ve bununla beraber kesin olmayan bilgi anlamında kullanılmaktadır.

Eğitim bir ömür boyu devam eden, birçok aşama ve basamaktan oluşarak her bireyin özkendiliğini ortaya çıkarması ve varoluşunun gerçek anlamını kazanmasını sağlamaya çalışarak o bireyi başkası değil kendisi olarak yetiştirmek için bir yol göstericilik olarak ifade edilebilir. Bu şekilde tanımladığımız eğitimi verebilmek için bu işi gönülden yapmak birinci şart olmakla beraber eğitim işi cesaret, fedakarlık, sağlam bir irade ve sarsılmaz bir sabır ister. Dolayısıyla biz eğitimcilerin eğitim ve öğretim sırasında sahip olması gereken en önemli özellikler hiç şüphesiz cesur olmak, fedakar davranmak ve her türlü engel, zorluk karşısında da dayanıklı, sabırlı olmayı başarabilmektir. Bu hususiyetlerin her bir eğitimci de olması bir yana eğitimcilerin kendi öz işi olan eğitimi layıkıyla ve hakkıyla yapması ve bu işi hiçbir ideolojiye bulaştırmadan anayasa ve kanunların çizdiği çerçevede uygulaması gerekliliği de izahtan varestedir. Eğitimin ideolojisi olmaz ve de olmamalıdır. Çünkü eğitim tüm bireylerin ve toplumun geleceğe hazırlanmasında adeta bir lokomotif görevi görmektedir. Dolayısıyla eğitimde ideolojik bir yaklaşım toplumun kutuplaşmasına yol açacak ve ortak bir hedefe, geleceğe de ulaşmasına engel olacaktır. Bunları söylerken de farklılıkları ve çeşitliliği ötelemek ve dikkate almamak gibi bir algı oluşturmaya çalışmıyoruz. Bilakis her türlü farklılık ve çeşitlilik yaratılıştan gelen, varlığın ve varoluşun anlaşılmasını sağlayarak ve eğitim sayesinde daha da olgunlaşarak bireyin varoluşunun ve kendini gerçekleştirmesinin, kendisi olmanın yolunu açan ve o bireyin toplum içerisinde yapması gereken sorumlulukların ve ondan beklenilen görevlerin de en mükemmel bir şekilde yapılmasını sağlayarak hedeflenen ideallere sağlam ve güvenilir adımlarla ilerlemenin temelidir. Çünkü her şeyin aynı olması hep aynı kalmak anlamına gelmekle beraber ilerlemenin ve gelişmenin önündeki en büyük engeldir. Bundan dolayı Allah her şeyi farklı yaratarak varlık aleminin amacına ulaşmasını arzulamış, özellikle insanoğlunu çok farklı, çeşitli duygu, yetenek ve eğilimlerle donatarak bu varoluşun insan eliyle tamamlanmasını irade etmiştir. Önemli olan bu farklılıkların farkına vararak eğitim ile devamlı olmalarını sağlamak ve ideolojik davranarak bu farklılıkları yok etmemektir. Çünkü ideolojik bir tavır ve yaklaşım o bireyi kendisi olmaktan çıkarıp başkasını taklit eden, başkasının düşüncesine göre davranan, potansiyelini ortaya çıkaramayan bir birey sonucuna götürecektir. Dolayısıyla eğitimci, öz işi olan eğitimi hakkıyla, layıkıyla yapar ve ideolojik davranmazsa yetiştirdiği birey de o eğitimcinin arzu ettiği ve ideali olan toplum modeline hizmet eden, toplumsal sorumlulukla hareket eden, toplumdaki farklılıkları hoşgörü ile karşılayan ve bu bilinçle çalışan bir birey olacaktır. Eğitimci eğitim sırasında apriorik davranarak kendi kesin bildiği doğrularını tartmadan, karşılaştırma yapmadan başkasına dayatarak o kişinin özkendiliğinin ortaya çıkmasını, varoluşunun gerçek anlamını bulmasını engelleyerek daha farklı bir bakış açısının, yeteneğin ve dengenin yok olmasına neden olacak ve bunun sonucu olarak varlık aleminde varoluşsal uslamlama eksik kalacağı için bütün varlıkların hep bir sonuca doğru giden bütün ürettikleri değerler adeta yokluğa mahkum kalacaktır. A posteriorik davranan bir eğitimci ise sahip olduğu bilgiyi, kendi his ve akıl dünyasında mantık süzgecinden geçirip deneyimleyerek ürettiğinden ve ürettiği bu deneyimleme her an değişebilir olduğundan öğrettiği her bilgiyi hedefe ulaşmak için bir basamak olarak görecek ve a posteriorik bir paradigma ile yetiştireceği bireyin özkendiliğini ortaya çıkarıp bu farklılıkların daha da gelişip ideal bir sonuca ulaşmasını önceleyen bir rehber olarak varoluşsal uslamlamayı gerçekleştireceği için onlardan emanet aldığı varlık alemini asıl sahipleri olan bilgi üreticilerine teslim ederek uzay boyutunda devinip dönüşen maddi manevi bütün değerlerin yeni yetiştiricileri ve devam ettiricilerinin önünün açılmasına hizmet edecektir.

“Allah, işini güzel yapanları sever” buyuran Cenabı Hak, her işimizi güzel yapmamızı istemektedir. Zaten herkes işini yapar ve başkasının işiyle uğraşmazsa toplumdaki problemlerin çoğu ortadan kalkacaktır. Bu yüzden ne iş olursa olsun her işimizde ( sendikacılık, eğitim, ticaret, sağlık, siyaset, din vb.) adalet ve dengeyi esas yapıp kim olursa olsun ideolojik yaklaşmamak ve bireysel farklılıkları yok edilmesi gereken bir unsur değil bilakis bu farklılıkları olmazsa olmaz olarak görüp varoluşsal gerçekliğin en ileri derecede ortaya çıkmasını sağlayarak her bir gezegenin hem kendi hem de diğer gezegenlerin etrafında yörünge çizmesi ve böylece uzaydaki hassas dengeyi sağlaması gibi bu farklılıkları da birçok mükemmel, hayırlı ve güzel sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacak bir yörünge, birer mihenk taşı ve birer denge unsuru olarak görmek gerektir

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ogretmenmeb.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.