Hükümet Öğretmenin Tepkisini İyi Okumalı

Sözlerine "Öğretmenlerin Kariyer Basamakları Sınavına tepkilerinin özü öğretmenlerin hor görülmesi, çok düşük maaşa, zorla, kutsallık veya fedakârlık adı altında angaryalarla çalıştırılması, Bakanlığın yanlış politikaları sonucu oluşan eğitim sorunlarının öğretmenlere yüklendiği değersizlik hissidir." şeklinde devam eden Özat, öğretmenlerin içinde bulunduğu yaşam ve çalışma koşullarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

''Bir ilköğretim öğrencisinin senede bir gün okula gelmesi dahi sınıf geçmesi için yetiyor.
FETÖ’ye soru sızdırıp öğretmenlerin suçlanması hatta sonraki sınavlarda iç çamaşırına kadar aranması unutuldu mu?
Bir okulda kadrolu, sözleşmeli, ücretli, piktesli… Dört ayrı kadro olur mu? Bunların maaşları da farklı ama aynı işi yapıyor. Şimdi de düz öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen… Üç ayrı unvan olacak ve üç ayrı maaş.
On binlerce sözleşmeli öğretmen mazerete bağlı tayin isteyemiyor, eşinden çocuğundan binlerce kilometre uzakta, köylere gönderiliyor, üstelik servis dahi yok.
“Öğretmen maaşım az diyemez.” diyor Sayın Bakan. Oysa öğretmenler büyükşehirlerde taksicilik yapıyor, birçoğu geçinemediği için ‘gizlice’ ikinci işte çalışıyor. Bu mu daha onurlu?
Mesleğinin ilk on yılındaki öğretmenler 8500 TL maaş ile neredeyse kuru ekmekle yaşıyor.
En küçük bir sosyal yardım yok, ulaşım ücreti yok, yemek parası yok, ikramiye yok. Bir yılın yarısı kadar süre ile verilen ek ders bile gözlerine batıyor.
Devletin hukuku, adaleti dahi iki ay adli tatil yaparken, öğretmenin yaz tatili gözlerine batıyor.
Öğretmenlerin temel problemleri çok daha başka…''